Hareket ve eylem kabiliyeti olan, değişime ve gelişime açık tek varlık sadece insandır. 2022 yılında geçmiş yıllardan tecrübe edinip, kendimizin ve işletmemizin genel muhasebesini yaparak, doğru okuma ve değerlendirmelerle yeni ufukları yakalayabiliriz.
Geçmişte şikayet ettiğimiz konulara aynı tarz ve tavırla yaklaşırsak 2022 yılında da hiç bir şey değişmeyecek. Zamanı ve çağı doğru okuyabilirsek değişim ile yeni yılda farkındalık oluşturabiliriz.
Yeni yıl yeni fırsatlar demektir. Ancak basiret ve feraset sahibi olursak bu fırsatları görüp yakalayabiliriz. Aksi halde 2022 bize barış, huzur, mutluluk, ciro, kar getirsin temennileri sadece yazıda kalır. Anlık bir mutluluk hisseder ve tekrar geçen yıllarda olduğu gibi kendimizi kurtlar sofrasında, yanan ateşin içinde, belirsizliklerin ortasında buluruz.
İstemek ama yürekten istemek, farklı açıdan bakmayı gerektirir. İstediklerimize ulaşmak eylemi gerektirir. Eylemi güçlendirmek için çağımızda ki değişimleri görmek gerekir. Gördüğümüz değişime ayak uydurmaya çalışmak dijitalleşmeyi, eğitimle büyümeyi, adaptasyonu gerektirir.
Pandemi ile beraber tüm dünya’nın 10 yıllık değişimini 2 yılda yaptığına şahit olduk. Hiç tanışmadığımız iş ve eylemlerle karşılaştık. On yıllardır görmediğimiz tedarik problemleri ile karşılaştık. Ürün bulunurluluğu ve fiyatlandırmada çok büyük problemler yaşadık. Müşteri hizmeti ve taleplerinde çok büyük değişimler yaşandığını gördük. Satınalma modelimizin ve tedarikçilerin pazarlama yöntemlerinin değiştiğini gördük. Finans birimlerimizde nakit paranın ne kadar değerli olduğuna şahitlik ettik. Öz sermayemizin mutlak şekilde doğru kullanılması gerektiğini öğrendik. Kredi ile büyümenin mantıklı olmadığını faizin altında ezilerek öğrendik. Kontrol mekanizmamızın ne kadar zayıf olduğunu gördük.
Yöneticilerimizin yetersizliğine şahitlik ettik. Yönetim ve liderliğin sadece rayında giden işin devamlılığını sağlamak olmadığı anladık. Yeni fikirler üretememenin altında ezilerek ne yapacağımızı bilememenin çaresizliğini yaşadık.
Üretmeden tüketmenin maliyetini tüm hücrelerimizde hissettik. Katma değerli ürün üretmenin ne kadar değerli olduğunu öğrendik. Marka oluşturmanın ve geliştirmenin önemini anladık. Sadece fasonculuk yaparak büyümenin olmayacağını biliyoruz artık. Tarım alanlarımızı büyütmenin gerekliliğini ve insanların tarımda üretime teşvik edilmesinin zorunluluğunun farkına vardık.
Bolluk içerisinde olmadığımızı ve elimizdeki tüm kaynakları israf etmeden kullanmamız gerektiğini öğrendik. Aslında israfın önüne geçmek için darlık görmemiz gerekmiyordu. İsraf etme imkanımız olsa bile, buna hakkımız olmadığını bilmeliyiz. İsraf etmenin özünde ahlaki problem vardır.
Hunharca sürdüğümüz yaşamımız ve oluşturduğumuz konfor alanları, dünyanın dengesini bozdu ve iklim değişikliklerine yol açtı. Hiç üretmeden ihtiyaçtan fazlasını tükettik ve kaynaklarımızı heba ettik.
Makaleyi baştan sona dikkate aldığımızda, 2022 yılında neleri yapacağımızı ve neleri yapmayacağımızı rahatça anlayabiliriz. Hiç bir şey bize altın tepside sunulmayacak ya da bizi başkaları gelip değiştirmeyecek. Geleneksel yönetim şeklinin ilerleme yerine gerilemeye yol açtığını anlamamız gerekiyor. Çağı yakalamak ve ihtiyaç olan değişim ve dönüşümü neye mal olursa olsun yapmak zorundayız.
Aksi halde 2022 bize huzur ve mutluluk getirmeyecek…
Murat AKSU
Perakende Uzmanı / Mentor & Eğitmen